McKinsey ve The Business of Fashion (BoF) iş birliğiyle hazırlanan “State of Fashion 2025” raporu, sektördeki başlıca trendleri ve kritik odak alanlarını ortaya koyuyor. Rapor, ekonomik ve coğrafi zorluklar ile müşteri değerlerindeki değişimleri de hesaba katarak 2025’in çalkantılı geçeceğini öngörüyor.
Moda endüstrisini özellikle çalkantılı ve belirsiz bir 2025 bekliyor. Uzun zamandır korkulan konjonktürel yavaşlama geldi. Son dönemdeki yüksek enflasyondan yara alan tüketiciler, fiyatlara karşı giderek daha duyarlı hale geliyor. Ayrıca iklim değişikliğinin hızlanması ve küresel ticaretin yeniden şekillenmeye devam etmesi de söz konusu. 2024’te belirginleşen bölgesel farklılıklar 2025’te keskinleşiyor.
Her yıl gerçekleştirilen BoF-McKinsey State of Fashion Yönetici Anketi’ne katılan moda liderleri geçen yılki kadar kötümser. Sadece %20’si 2025 yılında tüketici duyarlılığında iyileşme beklerken, %39’u sektör koşullarının kötüleştiğini düşünüyor.
Yöneticiler, tüketicilere ulaşmak için pazara çıkış modellerini yerelleştireceklerini, fiyat aralıklarını genişleteceklerini ve giderek daha fazla değere öncelik veren müşterilerin dikkatini çekmek için marka konumlandırmasına odaklanacaklarını söylüyor. Bu dürtü aynı zamanda yeniden satış ve uygun fiyat segmentlerinin genişlemesine de yol açıyor. Bu kategorilerde yer almak istemeyen markalar, müşterilere ürünlerinin neden yüksek fiyatlara değer olduğunu göstermek durumunda kalacak.
Bunu başarmanın bir yolu da alışveriş deneyimini iyileştirmekten geçiyor. Tüketiciler dünyanın pek çok yerinde pandemi öncesi seviyelerde mağaza içi alışverişe geri dönüyor, ancak perakendecilerin müşterilere mağaza içi deneyimin nesini sevdiklerini hatırlatmaları gerekiyor.
Markalar ayrıca hangi tüketici gruplarını takip edeceklerini de yeniden değerlendiriyor. Moda endüstrisi tarihsel olarak genç müşterilere öncelik vermiş olsa da 50 yaş üstü müşterilerden oluşan “Gümüş Nesil” genel nüfusun ve moda harcamalarının bir oranı olarak büyüyor. 2025 yılında markalar, genellikle göz ardı edilen bu müşterilere yönelmekten fayda sağlayacaktır.
İklim krizi de moda tedarik zincirlerinde ve tüketici davranışlarını yönlendirmede etkili bir güç olmaya devam edecek. Müşterilerin gezegen dostu ürünler için fazladan ödeme yapmaya umulandan daha az istekli olduğu kanıtlanmış olsa da sürdürülebilirliğin gündemin önemli bir yerinde kalması yine de gerekli. Kısa vadeli sorunlarla mücadele ederken bile sürdürülebilirliğe uzun vadeli bir zihniyetle yaklaşmayı seçenler, daha verimli iş operasyonları ve rekabet avantajı ile ödüllendirilebilir.
2025’te Moda Endüstrisini Şekillendiren 10 Ana Tema
Moda sektörü, ekonomik dalgalanmalar, değişen tüketici davranışları ve küresel ticaretteki dönüşümlerle büyük bir değişim sürecine giriyor. Rapora göre, 2025 yılında sektörün yönünü belirleyecek 10 ana tema şöyle:
1. Ticaretin Yeniden Yapılandırılması
Küresel ticarette yaşanan değişimler, moda markalarının tedarik zincirlerini yeniden düzenlemelerini gerektiriyor. Özellikle Asya’daki kaynak kullanımını çeşitlendirme ve yakın tedarik stratejileri daha fazla önem kazanacak.
2. Asya’daki Yeni Büyüme Motorları
Çin’in ekonomik yavaşlaması, moda markalarını alternatif Asya pazarlarına yönlendiriyor. Hindistan, Japonya ve Güney Kore, büyüme için önemli fırsatlar sunuyor.
3. Moda Alışverişinde Keşfin Yeniden Tanımlanması
Tüketiciler, sonsuz seçenekler arasında kayboluyor. Yapay zekâ destekli kürasyon ve akıllı arama sistemleri, markaların keşif sürecini daha verimli hale getirmesine yardımcı olabilir.
4. Gümüş Nesil: 50 Yaş Üstü Müşteriler
Moda sektörü, genç tüketicilere odaklanırken, 50 yaş üstü müşteriler giderek daha önemli hale geliyor. Bu kesime yönelik stratejiler geliştiren markalar rekabet avantajı sağlayacak.
5. Tüketici Değer Algısının Değişmesi
Ekonomik baskılar nedeniyle tüketiciler, fiyat-performans dengesine daha fazla önem veriyor. Uygun fiyatlı ürünler, yeniden satış platformları ve erişilebilir lüks segmentleri büyümeye devam edecek.
6. Mağaza Deneyiminin Önemi
Mağaza içi alışveriş yeniden canlanıyor. Markalar, mağaza çalışanlarını eğiterek ve müşteri deneyimini iyileştirerek rekabet avantajı sağlayabilir.
7. Pazar Yerlerinde Değişim
Çevrimiçi pazar yerleri, lüks segmentin yaşadığı zorluklara benzer sorunlarla karşı karşıya. Moda platformlarının hayatta kalmak için net bir strateji belirlemeleri gerekiyor.
8. Spor Giyimde Artan Rekabet
Spor giyim sektörü hızla büyürken, büyük markalar ve yeni girişimler arasındaki rekabet giderek kızışıyor. Yenilikçi ürün geliştiren ve etkili marka elçileri ile çalışan markalar öne çıkacak.
9. Envanter Yönetiminde Mükemmellik
Stok fazlası ve eksiklikleri, markalar için büyük bir sorun olmaya devam ediyor. 2025’te teknoloji destekli envanter yönetimi, markaların verimliliğini arttıracak.
10. Sürdürülebilirlik Odaklı Kolektif Hareket
Moda sektöründe sürdürülebilirlik artık kaçınılmaz bir konu. Şirketler, karbon salınımını azaltma ve sürdürülebilir üretim yöntemlerini benimseme konusunda daha fazla sorumluluk almak zorunda.
Sonuç: Yeni Bir Formüle İhtiyaç Var
Moda endüstrisi, hızla değişen koşullara uyum sağlamak için geleneksel stratejileri geride bırakmalı. Esneklik, inovasyon ve tüketici odaklı yaklaşımlar, 2025’te başarıyı belirleyen temel unsurlar olacak.